[h4]Bilişim Zirvesi Bu Yıl “Bilgi Gücü” Temasıyla gerçekleşti.[/h4]
“Küresel Rekabette Bilgi Gücü” sloganıyla 31 Ağustos – 2 Eylül tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen Bilişim Zirvesi ’04, Türkiye Bilişim Derneği (TBD), Türkiye Bilişim Vakfı (TBV), Türkiye Bilişim Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜBİSAD), Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ve Türkiye Zeka Vakfı’nın (TZV) işbirliği ile gerçekleşti.
Bu yıl üç güne yayılan Bilişim Zirvesi, iş süreçlerinde teknolojiye gereksinim duyan her sektörden kuruluşların üst düzey yöneticileri, karar vericiler ve uluslararası katılımcılardan oluşan 5 bin kişiyi bir araya getirdi.
[accordion]
[slide name=”Türkiye Zeka Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı’nın Açılış Konuşması”]Sayın bakanım, sayın konuklar, degerli bilişimci dostlarım,
Sözlerime başlarken Bilişim Zirvesi’nin ilgili tüm sivil toplum kuruluşlarının güç birliği ile yapılıyor olmasından duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyorum.
Bu seneki Bilişim Zirvesi’nin ana kavramı “Bilgi Gücü”. Benzer etkinliklerimizde şimdiye kadar hep bilgiyi iletmek, paylaşmak ve kısmen üretmek üzerine yoğunlaştık. Bu saydıklarımı daha hızlı, daha güvenilir ve daha yaygın yapabilmek için ise teknolojiden yararlanma gereğini ortaya koyduk.
Başka bir deyişle, bilginin kendisine değil, onu taşıyan, işleyen araç ve yöntemlere yani teknolojiye odaklandık.
Oysa; bilgi çağında yaşadığımızı söylüyor, bilgi toplumu olmayı hedefliyoruz.
Türkiye Zeka Vakfı olarak bilgi kuramının bizzat kendisine daha fazla eğilmemiz gerektiğini düşünüyoruz. İnancımız, epistemoloji üzerine sadece felsefecilerin değil, herkesin, özellikle de bilişimcilerin düşünmesi gereğidir. Bilginin ne olduğunu, özünü, kökenini, yapısını, ilkelerini ve en önemlisi amacını sorgulamak zorundayız.
Eğer bilgi güçse, bu gücün oluşumu “bilmek” eylemiyle gerçekleşir. Bilgiye sahip olmak bilmek demek değildir. Bilmek, bilginin üzerindedir. Örneğin bilgisayarlar insanlara göre çok daha fazla bilgiyi çok daha hızlı biçimde saklar ve işlerler ama bu bilgilere bir kademe üstten bakamazlar, yorum getiremezler. Neyi bildiğini ve neyi bilmediğini bilen bilgisayarlar henüz yok.
Aslında Allah tarafından akıl ve zeka ile ödüllendirilen insanoğlu, bu yeteneğe, bu şansa sahip ama çoğunluk gereğince kullanmıyor. O yüzden etrafımız çok şey bildiğini zanneden ve bazı şeyler bildiği halde bildiğini bilmeyen insanlarla dolu.
En kötüsü de bilmediğini bilmeyenler. Kendilerine ve topluma yarar yerine zarar getiren bu tip insanlarla maalesef sıkça karşılaşıyoruz.
Aradığımız ise bilmediğini bilen insanlar. Gerçekten çok az şey biliyoruz. Kendimizle, çevremizle, dünyayla, ekonomik, siyasal ve sosyal olaylarla ilgili bildiklerimiz çok yetersiz. Ayrıca bunlar arasındaki ilişkileri genellikle menfaat odaklı sebep sonuç süreçleri olarak değerlendiriyor, felsefi ve ahlaki sorgulamalar yapmıyoruz.
Eğer yapıyor olsaydık yeryüzünde bunca mutsuzluk, adaletsizlik, kötülük ve savaşlar olur muydu?
Değerli konuklar, bilişimci dostlarım,
Bilişim Zirvesi’nde ele alacağımız konu olan “Bilgi Gücü”nün sevgi, barış ve mutluluk dolu bir dünya yaratabilmesini diliyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.[/slide]
[/accordion]