STRESE GİRDİĞİNİZDE BEYNİNİZ UCUZA-BASİTE KAÇAR!
Baskı altında olmadığımızda, bir karar vermeden önce izlenecek en iyi yolun hangisi olduğuna tepki verecek zamanımız olur. Stresli olduğumuz zamanlarda ise çabuk ve kalitesiz kararlar alma hatasına düşeriz. Yeni bir çalışma, stresin işleyen bellek görevlerini gerçekleştirmemizi nasıl değiştirdiğini açıklığa kavuşturma girişiminde bulunmuştur.
Diyelim yeni bir araba alma düşünceniz var. Zaten bir arabanız var ama artık eskidi ve yolunuza devam etmenin zamanı geldi. Farklı modelleri inceleyebilirsiniz, kilometrede ne kadar benzin harcadığına bakabilirsiniz, para biriktirirsiniz ve farklı finansal metotları araştırırsınız. Sonra birden arabanız sona kavuşur. İşe gidemezsiniz. Birkaç gün otostop çekerek idare edebilirsiniz belki ama bir şeyler yapmak zorundasınızdır. Tüm o benzin hesaplarını ve finansmanı geride bırakır, tükenirsiniz ve gidip hızlıca arabayı alırsınız, tıpkı geçen sefer yaptığınız gibi. Bütçenizin zar zor yettiği bir araçtır bu ve umduğunuz kadar çevre dostu değildir. Muhtemelen düşünecek yeterli zamana sahip olmanız durumunda seçeceğiniz türden bir araba değildir. Bu en doğru karar mı?
Bu örnek iki farklı tür karar almayı gösteriyor. Modele dayalı karar alma, bütün seçenekleri hesaba katar. Yaptıklarınızın potansiyel sonuçlarını değerlendirirsiniz, çevreye bakarsınız ve bütün olasılıkları düşünürsünüz. Serbest model karar verme daha ilkel bir türdür. Olası bütün seçenekleri ve sonuçlarını dikkatlice değerlendirmek yerine en son en iyi işleyeni seçersiniz. Serbest model karar alma daha az odaklanmaya ve düşünmeye gereksinim duyar, modele dayalı karar alma ise daha fazlasına. Ross Otto ve meslektaşları nasıl karar aldığımıza bakmak için bir çalışma yaptılar. 56 kişiye işleyen bellek testi verdiler ve sonra gönüllülerin yarısının ellerini bileklerine kadar buz gibi soğuk suyun içine koydular, hoş olmayan ve fiziksel olarak stres yaratan bir deneyim. Diğer yarısının ellerini de oda sıcaklığındaki suya koydular. Stres yükleyicilerden sonra, araştırmacılar, kortizol seviyelerini test edebilmek yani stres hormonlarını ölçebilmek için her katılımcıdan salya örneği topladılar. Sonrasında katılımcıları iki aşamalı bir pekiştirmeli öğrenme testi için bilgisayar ekranlarının karşısına oturttular.
Test şu şekilde işliyor: İki resmin olduğu siyah bir ekran görüyorsunuz. Sol taraftaki çoğu zaman yeşil bir ekrana çıkıyor. Yeşil ekranda da iki resim bulunuyor. Sağ taraftaki %60 oranla size bir çeyreklik kazandırıyor, soldaki ise yalnızca %25 oranla. Siyah ekranın olduğu sayfaya geri dönüyorsunuz. Eğer sağdaki resmi seçerseniz, mavi bir ekrana gitme şansınız oldukça yüksek. Mavi ekranda beliren resimlerin de ödül kazandırma şansları birbirinden farklı fakat ikisinde de oran %30-40 civarı. Unutmayın, tüm bu süreç boyunca belirsizliklerle uğraşıyorsunuz. Siyah ekranın solundaki resim genellikle yeşil ekranı getiriyor ama bazen de mavi ekrana çıkıyor. Mavi ve yeşil ekranlarda resimler size bir çeyreklik kazandırabilir ama parayı alıp alamayacağınızdan asla emin olamazsınız. Şansınızı nasıl maksimuma çıkarırsınız?
Eğer modele dayalı öğrenmeyi uygularsanız, siz testi yaptıkça neyin sizi daha çok paraya götürdüğünü öğrenmek zamanınızı alır. Yeşil ekranın sağındaki resim en yüksek ödül kazanma şansına sahip. Tamam. Bu demek oluyor ki eğer çok para kazanmak istiyorsak en çok yeşil ekrana gitmek zorundayız. Yani siyah ekranda solu daha sık seçmeliyiz ki yeşil ekranın çıkma ihtimali en fazla orada, sonra yeşil ekranda sağ resmi seçmeliyiz çünkü onda da ödül kazanma olasılığı en fazla. Ancak eğer serbest model karar verme ile öğrenmeyi seçerseniz, bunu düşünemezsiniz. Onun yerine, sizi son seferde ödüle ulaştıran seçeneği seçmeniz çok daha olasıdır. Eğer mavi ekrandaki sağ resim işe yaradıysa tekrar onu denersiniz, onun gerçekten şansı en yüksek seçenek olup olmadığına bakmadan.
Çalışmanın sonuçlarına göre Otto ve meslektaşları insanların bu iki karar mekanizmasının bir karışımını kullandıklarını ortaya çıkarmışlardır. Bize en çok parayı kazandıracak olan karara sıcak bakıyoruz ama bizi önceden paraya ulaştıran seçenekleri de görmezden gelmemiz çok zor, onlar en iyi seçenekler olmasalar bile. Bu, normal şartlar altındaki davranış şeklimiz. Peki, ama birkaç dakika boyunca bileğimiz buzlu suyun içinde durduktan sonra alacağımız kararlara ne demeli? Stresin verdiğimiz kararlar üzerindeki etkisi ne?
Bilim adamları stresin sadece modele dayalı karar verme mekanizmasına zarar verdiğini gördüler. Buzlu suya maruz kalan insanlar problem üzerinde daha az çalışma, düşünme eğilimi gösterdiler ve daha çok ilk seferde işe yarayan seçeneği seçme eğilimi gösterdiler. Ayrıca, işleyen belleklerinde zor zamanlar geçiren katılımcıların stresten işleyen bellek testlerinde yüksek skor alan katılımcılara göre daha çok etkilendikleri bulundu. Bu da, işleyen bellek testlerinde iyi sonuçlar elde edenlerin stres yükleyicilerin etkisinden korunduğu anlamına geliyor. Bu insanlar stres altındayken bile modele dayalı öğrenmeye dayalı çalışabiliyorlar. Ama bu ne anlama geliyor? Otto: “Modele dayalı öğrenme sürdürmesi pahalıya patlayan bir şey. Ne olduğu üzerine düşünmek zorundasın. Stres olduğunda, daha ilkel bir karar alma mekanizmasına geriliyorsun.” diyor. Sonuçlar ayrıca gösteriyor ki çoğu zaman modele dayalı öğrenme daha iyi bir seçenek. Ancak her zaman öyle mi? Bazı durumlarda zihinsel olarak basit-ucuz olan yöntem tercih edilebilir. Hiçbir fark yaratmayabilir de. Bu testte, modele dayalı öğrenmeye güvenen insanlar serbest model öğrenme stilini kullanan insanlardan daha çok parayla dönmediler evlerine. Daha yüksek bir işleyen belleğe sahip olabilirler ama bu onların daha fazla kazanmasını sağlamadı. Testi daha uzun bir sürede almak belki görülen farkı artırabilirdi.
Otto ve arkadaşları, stres altındayken modele dayalı öğrenme ve serbest model uygulamalarında ortaya çıkan farkın bağımlılık gibi konuları anlamak için de uygulanabileceğini varsayıyor. Bağımlıların stres altında oldukları zamanlarda kötüye gitme olasılıkları artıyor. Bu kısmen stresin madde alma arzusu gibi şeyleri ortaya çıkarmasından kaynaklanıyor. Ancak Otto’ya göre serbest model mekanizmasının da bir rolü olabilir. Tedavi edilmiş bağımlılar stres altına girdiklerinde onları daha önce ödüllendirmiş şeye geri dönme olasılıkları artıyor. Serbest model öğrenmenin madde nüksetmesinde bir rolü olup olmadığını görmek ve modele dayalı öğrenmenin gerçekten her zaman daha iyi olup olmadığını görmek ilginç olabilir. Basit bir seçim ile karşı karşıya kalındığında, hangi banyoyu kullanacağımız gibi, boş olanı seçeriz, durum ne kadar acil ya da stresli olursa olsun. Ancak araba almak söz konusu olduğunda? Bu gibi durumlarda bütün açıları düşünmek faydalı olabilir.
Kaynak: https://www.sciencenews.org/blog/scicurious/when-stressed-brain-goes-cheap